Tüm zamanların en ikonik karakterlerinden birisi olan Loki döndü!
Marvel, Kuzey Tanrılarını bünyesine dâhil ettiği günden itibaren kaderlerini, yaşamlarını kendine göre dilediği gibi değiştirse de 2011 yılında ilk Thor filmi ile hayatımıza giren, tom Hiddleston’ın tüm benliği ile can verdiği Loki, bir türlü kızamadığımız bir kötü adam rolünü üstlendi ekranda.
Marvel’ın “Infinity Saga” olarak adlandırdığı filmleri izlemeyenler için Loki’nin bir yer değiştirme (Uzay taşı) aygıtı ile kaçtığını belirtelim. Bu kaçış konusunda aslan payı, merdivenden inmek zorunda kalan Hulk’a ait.
Loki bu kaçısında TVA üyeleri ile karşılaşır. Time Variant Authorithy’nin kısaltması olan bu ekip, tarihin geçmiş ve gelecek akışı boyunca çoklu evrenlerin oluşmasına müsaade etmeyen ve “variant” yani “değişken, aykırı” olarak adlandırdıkları kişilerin bu “kutsal zaman çizgisine” verdikleri zararı onarmaya ve bu kişileri tekrar topluma kazandırmaya çalışan bir birim aslında.
60’lı yılların soğuk ofis tasarımları, zaman döngüsüne sokabilen silahları, retro tanıtım çizgi filmi ile oldukça başarılı bir konsept çizilmiş. Robot olmadığını onaylama kısmı, onca sihir ve teknoloji içerisinde sürdürülen evrak işleri, alınan biletler, yargı sahneleri gerçekten de zamanın kontrol edilebileceği zamansız bir kontrol noktası kıvamında.
Açılış jeneriği tıpkı “Twilight Zone” gibi krom, zarar görmüş bir film halinde akmakta. Loki’nin isminin harflerinin pek çok değişim göstermesi bizi izleyeceğimiz altı bölüm boyunca çok farklı evrenlere götüreceğine dair bir işaret.
Zaten beklediğimden uzun olan ilk bölüm (50 dakika) bu tadı ağzımıza çalmakla kalmayacak yutturacak gibi gözüküyor.
Çizgi romanlarda oldukça farklı biçimlerde gördük Loki’yi bugüne kadar. Mahkûm dosyasında “cinsiyet” bölümünde “değişken” yazması buna zemin hazırlamış oldu. Anlaşılan, nasıl öleceğini görmeden önce “yazgıma siz karar veremezsiniz” diye bağıran Loki, bu kaderden kaçmak için birçok alternatif gerçekliğe doğru yelken açacak. Nasıl öldüğünü, annesinin ölümüne yol açtığı izlerken takındığı tavrı, Loki’nin “en insan Tanrı” olduğuna dair de bir işaret. Ne de olsa Loki de Şeytanın bir türü. Cennetten kovulan Lucifer’ın insana en yakın ilahi varlık olması da bu sahnelere sağlam bir temel kazandırıyor.
Owen Wilson’ın karakterinin tarzı biraz Stan Lee’yi anımsatmadı değil. Tarihin her alanına yolculuklar yapan ve “bıçak izlerinden” yola çıkarak bir katili arayan Mobius, bu bölümde Loki’ye oldukça sevecen yaklaştı. Mobius’un amacı büyük ihtimal hemen idamı istenen Loki’nin aslında yararlı bir kişiliğe sahip olduğu gerçeği etrafında şekillenecektir.
TVA üyelerinin var olan her dili konuşması bir dilci olarak “hayallerin hayali” bir özellik.
Bölümün şüphesiz en can alıcı kısmı “sonsuzluk taşlarının” zaman koruyucuları için çok önemsiz olduğunu öğrendiğimiz andı. İnsan istemeden “onca ölüm niçin peki” diye sormadan edemiyor. Ama bir yandan da bu ayrıntıyı oldukça başarılı buldum. Bir Tanrıyı bile şaşırtan bu detay, evrenin asıl hükümdarları için oldukça basit birer nesneden ibaret olması oldukça trajik. Önümüzdeki bölümler neler getirir bilmem ama bir şekilde “Infinity War” filminde kaderiyle yüzleşen Loki’nin bir şekilde devam edecek olan MCU filmlerine dâhil edilmesi temelli olacaktır.
Loki önümüzdeki altı hafta boyunca daha bizimle olacak!
Comments