Konumuz Friends Reunion bile olsa bu yazıya az kalsın “edebiyat teorisinde…” diye başlayan sıkıcı bir cümleyle giriş yapacaktım. Ancak bilmenizi isterim ki “edebiyat teorisi” derken hayatta karşımıza çıkan her kişiye ya da olaya farklı bir gözle bakmamızı sağlayan kapsamlı ve zaman zaman metaforik belirlemeleri kastediyorum. Açıklayayım:
Çoğumuza okul çağlarımızda metin kavramının yazılı göstergelerden oluştuğu, kelimelerle ve cümlelerle örülü bir yazı olduğu dayatıldı, bu nedenle etrafımızdaki dil dışı göstergeleri birer metin olarak kavramakta zorlanıyoruz. Yapısalcılık ve göstergebilim gibi -çok derinine inmeyeceğim, çünkü şimdilik ihtiyacımızın olmadığı- bazı açılardan, açıkçası benim bakış açımdan da, okunabilen her şey birer metindir. Örneğin bir Matisse tablosundaki renk kullanımı sanatçının kurguladığı bir metindir. Bir senfoninin gerçek hayattan esinlenilerek oluşturulan bir kurgusu vardır, dolayısıyla metinsel okuması yapılabilir. Zaten metnin Fransızca karşılığı olan texte Latince’deki texere, yani örmek fiilinden türetilmiş. Dolayısıyla doğası gereği metni yazılı bir kâğıttan ziyade bir örüntü olarak görmemiz gerek.
Okunacak metin her zaman bir eser de olmak zorunda değil. Bir yer, zaman dilimi, yemek, uçak bileti… gibi günlük hayatımızda yer eden her öge buna örnek gösterilebilir. Yani bu demek oluyor ki biz her gün metin okuması yapıyoruz. Sınıf da bir metindir. Sıralar, sandalyeler, tahta, projektör, öğretmen masası… gibi eşyaların olduğu bir oda sınıf metnini oluşturur ve bu bileşenlerin metin içi okumaları yapılabilir: Örneğin sınıfta öğretmen masasının önünde sandalye olmaması, öğretmenin oturmayı sevmemesi ya da okul politikasında öğretmenlerin ayakta durma kuralının olduğunu gösteriyor olabilir. “Ya da” dedim, çünkü metnin bileşenleri tek başlarına metin hakkında yüzde yüz kesin veri sağlamayabilir ve metnin okumasını tatmin edici düzeyde netleştirmeyebilir. Örneğin önceki örnekte okul kurallarını bilseydik sınıf düzeninde neden zavallı öğretmenin 5 dakika bile oturamadığını anlayabilirdik. İşte tam da bu noktada devreye Gérard Genette giriyor; kendisi edebiyat öğrencilerinin ilk lisans yıllarının kâbusu, ancak doktorantların kurtarıcısı olarak görülebilir.
Gérard Genette ilk etapta anlaşılması zor bir anlatıbilimci. Kendisi az önce bahsettiğim yapısalcılık bakış açısına sahip olup metni, tıpkı bizim az önce yaptığımız gibi, metin içi bileşenler aracılığıyla okumayı desteklese de metni diğer metinlere göre konumlandırmayı da öneriyor. Bu şu demek; metinlerin başka metinlerle ilişkilerinin olduğunu ve elimizdeki metni bunlardan yardım alarak da okuyabileceğimizi öne sürüyor. Bu bağlamda birkaç metinsel ilişkiden bahsediyor, biz de işimize yarayabilecek olanlarından birkaçına göz atalım (bu ilişkiler arasında keskin çizgiler yok tabii) :
- Birbirlerine göndermeler yapan metinler metinlerarası ilişkiler üretiyor (Örneğin Big Bang Theory birçok bilimkurgu dizi ve filmine yaptığı anıştırmalar sebebiyle metinlerarasılığın dibine vurmuş bir yapım. Gilmore Girls dizisi de klasik edebiyata, sinemaya ve 90’lı yılların popüler kültürüne yaptığı referanslar açısından çok başarılı. Aslında birçok Amerikan dizisi içerisindeki popüler kültür referanslarıyla metinlerarasılığa katkıda bulunuyor. Adeta birbirlerini anıştırma yöntemiyle yaşatıyor gibiler.)
- Bir metni eleştiren metinler üstmetinsel ilişkiler üretiyor. (Genette’e göre edebiyat eleştirmenleri ve biz akademisyenler yüzyıllardır farkında olmadan bunu yapıyoruz. Bir metin hakkında “üst dil” üreterek onun hakkında kuramlara dayalı eleştiriler yapıyoruz.)
- Bir metinden türeyen metinler birbirleriyle anametinsel ilişkiler kuruyor. (Filmlerin remake’leri, şarkıların cover’ları, kısacası yeniden üretim içeren tüm metinler buna örnek olabilir.)
- Bugün bizi en çok ilgilendiren yanmetinsellik ilişkisinin karşılığı ise az önceki örnekteki okul kuralları. Burada metinle metnin okuyucusu arasında aracılık eden ve metni destekleyici özellikler taşıyan metinlerden söz ediyoruz. Bir serginin küratörüyle yapılan röportaj, sergide neden orada olduğuna anlam veremediğimiz bir tabloyu anlamlandırmamıza yardımcı olabilir, ya da çeviri bir eserde sayfa altında yer alan çevirmen dipnotu yapıtın orijinal dili ve kültürü hakkında bizi bilgilendirebilir.
Ya da kültleşmiş bir diziye başka bir gözle bakmamızı sağlayabilir.
Friends Reunion beklentimizin aksine Friends dizisinin koca bir yan metni olarak tasarlanmış. Muhtemelen hepimizin tanıdığı ve sevdiği 6 oyuncu dizinin yapımcıları, senaristleri, yönetmenleri, konuk oyuncuları ve diziyle ilgisi olmayan ama yeni kuşağın ilgisini ve beğenisini toplayan bazı popüler kültür ikonları eşliğinde Friends setinde ağırlanmış. Bunun yanı sıra dünyanın çeşitli yerlerinden bazı ünlülerle ve rastgele insanlarla yapılmış, dizinin onlar için ne ifade ettiğini anlatan röportajlar var. Dizide herkes tarafından sevilen ve önemli bazı sahnelerin masa okumalarını yapan oyuncular, dizi setindeki duyguları yeniden yaşayarak bizi duygulandırmayı başarıyorlar.
Friends Reunion yan metinsel olarak ne işimize yaradı?
- Anlamsız bazı sahnelere açıklık getirdi (spoiler!) : Örneğin Joey’in yatağın üstünde zıpladığı bir sahne vardı ve Joey’in kendisi gösterilmemişti, izlerken bu sahneyi çok saçma bulmuştum çünkü dizide gösterilmeyen ama sözle söylenen olay neredeyse yok gibi. Sonrasında Chandler tarafından omzunu incittiği söylenmişti ve Joey o bölüm alçıyla gezmişti. Ancak öğreniyoruz ki Joey önceki bölümün çekimlerinde koltukta zıplarken gerçekten omzunu incitmiş ve çekimlerin ortasında alçıyla dolaşmak zorunda kalmış.
- Rachel ve Ross’un çok farklı iki karakter olmasına rağmen kimyalarının sırrı açığa çıktı: (spoiler!) Dizinin ilk birkaç sezonunda Jennifer Aniston ve David Schwimmer birbirlerinden hoşlanıyorlarmış, ancak bir araya gelmemeyi tercih ederek duygularını bastırmışlar. Böylece duygularını yalnız oyunculuklarına yansıtmışlar ve hepimizi duygulandırmışlar.
- Hikâyenin kesin olarak bittiği vurgulandı. Eğer 15 yıl içinde bir Friends Reunion haberi daha alırsak, bunun yeni bir bölüm ya da bir film olmayacağını artık kesin olarak biliyoruz.
- Bence en önemli yararı: Friends Reunion yan metni Friends dizisi için epik bir söylem yarattı, kendini adeta destanlaştırdı. (spoiler!) İntiharın eşiğinde olan, cinsel kimliğini keşfetmeye çalışan ya da en mutsuz gününde açıp Friends izleyen insanlarla yapılan ve yapımcılar tarafından bir araya getirilen (bu önemli, çünkü yan metin olma koşulu metni üretenlerin de işin içinde olması) röportajlar dizinin özellikle Y kuşağı açısından bir kez daha zirveye oturtulmasının yolunu açtı. Ayrıca Lady Gaga gibi önemli bir müzisyenin “müzisyen kimliğini ve karakterini oluşturmada Phoebe karakterinden etkilenmesi” söylemi karakteri yukarı taşımış. Ayrıca Friends’in yaklaşık 100 milyar kez izlendiğinin vurgulanması, bu inanılmaz istatistik ışığında dizinin gelecek kuşaklar tarafından merak edilip izleneceğinin de bir nevi teminatı.
Sonuç olarak bu yan metin bizi alıp öyle yerlere götürdü ki, yeni bölüm olmamasını affettik.
Comentarios