top of page
Yazarın fotoğrafıOnur YILDIZ

INMATE: RISE OF DANNY TREJO

Güncelleme tarihi: 10 May 2021


Kimimiz onu “Desperado” filminde tek kelime etmeyen sadece bıçaklarını konuşturan, suratsız Meksikalı olarak, kimimiz “Heat” filminde De Niro tarafından acısına son verilen kötü adam olarak, kimimiz de “Machete mesaj atmaz” repliğiyle Robert Rodriguez’in sahte fragmanına yüzbinlerce beğeni gelince filme alınan “Machete” de izledik.

İdolü olan John Wayne’den yaklaşık yüz film daha fazlasında oynadı.

3 yaşında annesini kaybetti, ama ona çok daha anne olacak üvey annesiyle yaşamaya başladı.

8 yaşından beri sokaklardaydı.

12 yaşından beri alkol ve eroin bağımlısıydı.

Hapse girdi.

Bir gardiyanın başına taşla vurarak öldürdü.

Yirmi küsur yıl daha yattı.

60’ından sonra yüzü güldü.

Hollywood’un ihtiyacı olan “sert adam” tiplemeleri, rol yapmaya çalışan “iyi huylu” adamlardan oluşuyordu.

Onun buna ihtiyacı yoktu.

O hep izlediğimiz sert adamın ta kendisiydi.

Tek bir farkla…

Kocaman bir yüreğe sahipti.

Evet, bahsini ettiğimiz bu ilginç insan, çoğumuzun yüzünden, hatta göğsündeki “Salma Hayek” benzeri Meksikalı kadın dövmesinden tanıdığımız, daha şimdiden efsane haline gelen Danny Trejo.

Trejo’nun belgeselini, öncelikle aktörü çok sevdiğim ve her rolünün hakkını sonuna kadar vermek için aslında tonlarca eğitime gerek olmadığının ispatı olduğu için izledim. Çok bir beklentim yoktu. Ancak hem belgesel yönetimi ve buram buram “ghetto” kokan hikâyesi ile Inmate Belgeseli son zamanlarda izlediğim en iyi belgesel oldu.

Trejo’nun kendisinden dinliyoruz yaşamını. En yakın dostları -hayatta olanlar tabii-, ailesi, oğullarıyla birlikte müthiş bir kurgu içerisinde anlatılıyor hayatı. Yüz hatlarındaki ve rollerindeki sertliğin aksine son derece güleç bir insan Trejo. Son derece yardımsever. Alkol ve eroin bağımlıları için toplantılar düzenliyor, vakit buldukça yattığı hapishanelerdeki mahkûmları ziyaret ediyor - ki neredeyse her hapishanenin bir kere kapısından girmişliği var suçlu olduğu dönemlerde -, mahallesine yardım ediyor ve halen doğup büyüdüğü evde oturuyor.

İnsanların değişebileceğine çoğumuz inanmayız. Hele ki ağır bir suç sonrası tekrar topluma kazandırılabileceklerine asla. Trejo işte bunu nasıl başardığını paylaşıyor bizimle.

Babası maalesef çok silik bir figür olarak kalmış hayatında. Trejo’yu Trejo yapan kişi ise amcası Gilbert. Gilbert’in ismini sonrasında küçük oğluna vermiş.

Her banliyöde yaşayan Meksikalı gibi, Trejo da fakir bir çocukluk geçirmiş. Hayran olarak etrafta gördüğü devasa arabalar, paralar, silahlar ve kadınlar ise mahallesinde tek kişinin himayesindeymiş. Amcasının.

Babasıyla kuramadığı yakınlığı amcasıyla kurmuş Trejo. Amcası ona, Amerika’nın onları süpürge ile uç kesime ittiği zamanların en hararetli dönemlerinde nasıl hayatta kalabileceğini öğretmiş. Ancak çok büyük bedellerle…

Market ve içki dükkânı soymaktan, tehditlere kadar her işe karışmış amcasıyla. Hem de sadece 10 dolar için. Soygun gerçekleştirdiği mekânlar halen duruyor. Trejo belgesel ekibiyle buralarda dolaşırken öylesine pozlar yakalamışlar ve üzerine müthiş müzikler eklemişler ki, sanki sizin elinizde bir altıpatlar var ve düz tutmaya çalışırken, kasadaki parayı istiyormuşsunuz hissi yakalıyor sizi.

Hapse düştükten sonraki hayatını anlatırken de yine arka plana hapishaneleri almışlar. Trejo inanılmaz gerçekler anlatıyor hapishane yaşamı hakkında. Üst ast ilişkisi nasıl, mallar nasıl gelir gider, gardiyanlara nasıl davranılmalı vs.

Trejo içerdeyken yapabileceği tek bir şey olduğunu belirtiyor ve vücut çalıştığını, üstüne üstlük de boks şampiyonu olduğunu öğreniyoruz. Hem de göğsündeki kadın dövmesiyle ünlenmiş öyle bir şampiyon ki yıllar sonra film çekimlerinde yer alan mahkumlar bile halen kendisini saygıyla -belki de korkuyla- anıyorlar.

Bir gardiyanı 1968’de öldürüp tecritte atıldıktan sonra Trejo’nun yaşamı değişmiş. Söylediğine göre bir mucize aydınlenivermiş içinde ve o günden sonra tam tersi bir yaşam izlemeye söz vermiş kendisine.

Hapisten çıktıktan sonra “şerefli” bir yaşam sürmeye çalışırken tabii idolü amcası da ona durmadan musallat olmuş ama o asla tekrar bu yola girmek istememiş.

Bir set ziyaretinde mahkumları oynayan oyuncuların rol kesme yetenekleri sorulduğunda “hapishanede birisinin karısı olacak kadar” sert oyunculuk sergilediklerini söyler. Göğsündeki dövmenin de fark edilmesiyle film setleri macerası başlar. Birçok ünlü isimle rol alır, hemen hemen de her rolünde öldürülür.

Gel zaman git zaman derken, Obama’nın bile kendisine hitap edeceği bir isimle birleşir Trejo.

Machete…

Machete bulaşılmaması gereken bir Meksikalıdır. Bıçakları, sert yüzü ve olağandışı öldürme teknikleriyle Machete, sıkı bir “patlama” filmidir. Bu film türü 70’lerde ortaya çıkmış ve ucuz filmlerin de seyirciyi eğlendirebileceğini ispat etmiştir.

Machete karakteri başlı başına bir direniş sembolüdür. Yıllar boyu banliyölerde tıkılıp kalmış azınlık halkın da artık Supermanvari bir kahramanı vardır. Machete asla bürokrasiye boyun eğmez, bildiğini okur. Tek kötü alışkanlığı sinirlenince insan öldürmesidir diyebiliriz. Hayatta kalmak için her şeyi göze alsa da asla şerefinin iki paralık edilmesine izin vermez.

Aslında Trejo’nun kendisi de rol aldığı filmlerin ismini bilmez sadece alacağı paraya bakarmış. Machete de tıpkı onun gibi sadece işine bakar. Bu uğurda kadınla yatılacaksa yatar, adam vurulacaksa vurur.

Machete’nin bir sahnede dakikalarca asılı kalması ve ölmemesi ise adeta Meksikalıların bütün zulümlere rağmen “biz halen buradayız” demesi gibidir.

Sonuç olarak Trejo baştan aşağı değişmiş bir insandır. Artık tüm mahallesine yardım ediyor, “her latinin hayali olan” klasik bir arabaya biniyor, kendi taco firmasını kuruyor ve belgeselin sonunda, enfes, kendine has kahkahası ile birleştirerek söylediği şu sözleri kalbimize dokunuyor:

Bak işte bunlar aileler. Onlar yapması gereken şeyi yapıyorlar. Vakit geçiriyorlar. İşte önemli olan ve göz ardı ettiğimiz şey bu.”

Trejo gibi daha nice insan var. Kimse özünde kötü doğmaz. “Herkes kurtarılabilir” mottosunun en güzel örneklerinden olan Trejo’nun hayat hikâyesi, düşüp kalkmayı öğrenme açısından, izleyenlere örnek olması dileğiyle.

15 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


Yazı: Blog2 Post
bottom of page