1945 yapımı House of Dracula, belki de tüm zamanların en başarılı crossover filmi olacakken bir fiyaskoya dönüşen ender filmlerdendir.
Kimler yok ki filmde: Dracula, Kurt Adam, Frankenstein Canavarı…
Başta Dracula olmak üzere ardından Kurt Adam, Lawrence Talbot şifa aramak için Doktor Edelmann’a gelirler.
Ancak Dracula’nın hain planları yine gün yüzüne çıkar ve kambur olmayan güzel çalışan Miliza’yı baştan çıkarmakla kalmaz, Doktora da kendi kanını enjekte ederek soyunun devamlılığını garanti altına alır.
Emellerinin farkına varan Doktor, Dracula’dan kurtulsa da ahlaki değerleri göz önünde tutarak tekrar canlandırmadığı Frankenstein Canavarını canlandıracak kadar ileri gidecek bir Deli Doktora dönüşür damarlarında akan vampir kanından dolayı.
Her canavarın lanetinden kurtulabileceği bir durum ya da ilaç olduğunu söyler bize film. İkili diyaloglar arasında ilişkiler yerine temeline insanlığı alan ahlaki çıkarımlar bulunur.
Kurt Adam dışında rolleriyle özdeşleşen aktörler canavarlara hayat vermez. Donuk suratı ve yukarı dönük kaşları altında zoraki gülümsemesi ile meşhur Lon Chaney Jr. rolünde sönük kalır. Dracula rolünde benim için John Ford imzalı Stagecoach (1939) filmindeki rolüyle genç yaşta arşa yükselmiş John Carradine da oldukça ikonik çehresine rağmen sadece nezaket sergileyen bir kont olarak gezer durur ekranda.
Edelmann’ın dönüşüm geçirdiği deli doktor, aslında Jeklly ve Hyde karışımıdır. Bu hususta dönüşüm sadece zihinseldir. Nezaketin yerini kabalık, delilik alır. Filmde en büyük zararı Edelmann karakterinin vermesi bir açıdan diğer canavarları aklar durumdadır. Mesela ölen Dracula amacına ulaşamamış, Kurt Adam ameliyat olarak hayvansı içgüdülerini ortaya çıkaran lanetten kurtulmuştur. Tabii bu durumda asıl canavarın insan olduğunu söyleyebilir miyiz? Bütün canavarlar kuzu kuzu otururken sadece dehasının deliliğine yenilen bir adam aslında insanlık tarihinin de kısa bir özeti değil midir?
Tıbbi mucizeler yaratmak için nice canlar feda edilmemiş midir? Bu yaratım esnasında herkes hayallere kapılmamış ve çoğunluğu da başarısız olmamış mıdır?
Filmin dezavantajlarından birisi de kısa süresi olsa gerek. Günümüzde tekrar bu karakterleri bir araya getirmek oldukça kıymetli ve meşakkatli bir iş olacaktır. Ama sağlam bir senaryo bu karakterlerden çıkmayacak da kimden çıkacak?
Canavarlığın özünün zihin sağlığının kriz dönemlerinde ortaya çıkmış söylentiler olduğunu varsayarsak, bu filmin de bir deli dahinin elinden çıkması gerektiği hususunda anlaşırız.
Her şeye rağmen efsanelerin bir seyirlikten öteye geçemeyen gösterisi maalesef sınıfta kalan Universal Pictures filmlerindendir.
Comments